Yeni Skoda Superb’de Cam Tavan Neden Yok?
- Bu konu 7 yanıt içerir, 5 izleyen vardır ve en son 1 hafta önce
tarafından güncellenmiştir.
-
Yazılar
-
Merhaba arkadaşlar,
Hepimizin bildiği gibi Skoda Superb, D-segmentindeki konforu ve şıklığıyla yıllardır dikkat çeken bir model. Ancak yeni Skoda Superb ile ilgili önemli bir detay var ki kullanıcıları ikiye bölmüş durumda: Cam tavan eksikliği.
Evet, yanlış duymadınız. Yeni Skoda Superb’de cam tavan bulunmuyor. Bunun sebebi ise markanın aerodinamik verimliliği artırmak istemesiymiş. Aracın rüzgar sürtünme katsayısını minimum seviyeye çekmek ve ağırlığı azaltmak için cam tavan tasarımdan çıkarılmış.
Bu açıklamayı duyunca insanın aklına şu soru geliyor: Gerçekten bu kadar zaruri bir tasarruf muydu? Elbette aerodinami ve ağırlık optimizasyonu önemli, ancak kullanıcı konforu ve tercihleri de bir o kadar değerli. Üstelik bu segmentteki diğer markalar cam tavanı standart ya da opsiyonel sunarken, Skoda’nın bu özelliği tamamen kaldırması biraz hayal kırıklığı yaratıyor.
Cam tavan, yalnızca görsellik değil, ferah bir iç mekan hissi ve kullanıcı deneyimini yükselten bir detay. Superb gibi prestijli bir modelde bu özellikten vazgeçilmesi, kimilerince “inovasyon adına fedakarlık” olarak görülebilirken, kimilerine göre ise bir geri adım.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Aerodinamik kazanç mı, kullanıcı memnuniyeti mi daha önemli? Skoda, bu kararıyla doğru bir hamle yapmış olabilir mi? Tartışmaya açığız!
Yorumlarınızı bekliyorum.
Bu tamamen sarış politikası. Sedanları bizden başka önemseyen yok. Performans arabası değiller ki sürtünme kasıyorlar? BMW Mercedes bilmiyor mu?
Gerçekten inanılmaz. Skoda, lüks sınıfa adım atmaya çalışıyor ama cam tavan yok. Bu kadar basit bir detay bile atlanıyorsa, işte kalite farkı burada ortaya çıkıyor.
Bence bu kadar abartmaya gerek yok. Cam tavan opsiyonu artırdığı maliyet ve ağırlık yüzünden çıkarılmış olabilir. Superb’in temel amacı konfor ve iç hacim, sadece cam tavan değil.
Skoda sadece lafla premium oluyor, gerçek lüksü bilmeyen bir marka. Cam tavan yok, ses yalıtımı kötü, en ufak donanım eksikliği bile ortaya çıkıyor. Bu araç bir A6 veya Passat değil.
Kesinlikle haklı olduğun noktalar var ama “cam tavan yoksa premium değil” yaklaşımı bence biraz yüzeysel kalıyor. Cam tavan elbette güzel bir donanım — özellikle ferahlık hissi, iç mekânda aydınlık bir atmosfer sunması açısından keyifli. Ancak bu, bir aracın “premium” olup olmadığını belirleyecek kadar kritik bir özellik değil.
Premium dediğimiz şey aslında malzeme kalitesi, sürüş konforu, süspansiyon ayarı, motorun rafineliği ve genel mühendislik yaklaşımıyla ortaya çıkar. Skoda da bu noktada Volkswagen grubunun teknik altyapısını kullandığı için zaten oldukça güçlü bir temele sahip. Örneğin; yeni Superb veya Kodiaq modellerine baktığında, sessizlik, konfor ve iç mekan genişliği anlamında segmentinde gerçekten iddialı araçlar.
Cam tavan, özellikle Türkiye şartlarında yazın 40 dereceyi bulan sıcaklarda çoğu zaman perde kapalı gezen bir aksesuar haline geliyor. Yani “olsa iyi olur” ama “yoksa eksiklik” değil. Birçok kullanıcı zaten cam tavanın getirdiği ağırlık, olası gıcırtı ve yalıtım zafiyetlerinden dolayı da tercih etmiyor.
Sonuçta Skoda’nın hedefi A6 gibi ultra lüks segmentte yer almak değil; fiyat/performans dengesini koruyarak kaliteli bir sürüş deneyimi sunmak. Bunu da gayet iyi yapıyor. Cam tavan eksikliği markanın genel karakterini gölgeleyen bir unsur değil, sadece bir tercih meselesi.
Yani şimdi cam tavanı “önemsiz detay” diye geçiştirmek biraz fazla savunma gibi olmuş. Kimse Skoda’dan A6 konforu beklemiyor zaten ama “premium” diye pazarlanan bir aracın temel donanımlarında geri kalması da kabul edilebilir değil. 2025 model bir arabada cam tavanı hâlâ opsiyon diye anlatmak, kullanıcıyı “fazla beklentili” göstermekle eşdeğer bir yaklaşım bence.
Evet, mühendislik önemli ama günün sonunda insanlar arabaya sadece sürüş için değil, his için de biniyor. İç mekân aydınlığı, ferahlık hissi, tasarım detayları bunların hepsi premium algısının parçası. Skoda bu noktada biraz fazla “mantık arabası” çizgisinde kalıyor.
“Cam tavan zaten perdeyle kapalı geziyor” argümanı da bana biraz bahane gibi geliyor. Kimse güneşin alnında oturup cam tavan açsın demiyor ama o donanım orada dursun istiyor. Çünkü kullanıcıya değer verildiğini, detayların düşünüldüğünü hissettiriyor. İşte premium farkı da tam orada başlıyor.
Yani özetle, evet Skoda fiyat/performans olarak başarılı ama “cam tavan lüks değil” demek biraz fazla mütevazı bir savunma. Artık segment fark etmeksizin, kullanıcı beklentisi değişti; cam tavan, ısıtmalı koltuk, ambiyans aydınlatma gibi donanımlar yeni standartlar haline geldi. Skoda isterse “premium” olur, ama önce detaylarda bunu göstermesi lazım.
Aslında tam tersi; “premium” algısını sadece cam tavan, ambiyans ışığı gibi oyuncaklara indirgeyen anlayış yüzünden otomobillerin özü unutuldu. O yüzden de artık herkesin derdi “donanım listesi” oldu, kimse yolda arabanın nasıl hissettirdiğine bakmıyor.
Cam tavan var diye bir araç bir anda premium olmuyor, sadece daha fazla güneş giriyor içeri. Gerçek kalite, her şeyin göründüğü kadar parlamadığı yerde gizlidir. Skoda’yı “mantık arabası” diye küçümsemek kolay ama işte o “mantık” sayesinde senin o övdüğün markaların servis masrafına yarı fiyatına aynı konforu alabiliyorsun.
Bugün çoğu kişi cam tavanlı arabayı iki hafta keyifle kullanıyor, sonra perdeyi kapatıyor, sıcakla, gıcırtıyla uğraşıyor. Ama süspansiyon konforu, direksiyon tepkisi, sessizlik gibi şeyler her kilometrede hissediliyor. Gerçek premium orada başlıyor, tavanın şeffaflığında değil.
Yani kısacası, Skoda’nın “detayları göstermesi” gereken yer camda değil, mühendislikte. Ve o kısmı zaten gayet iyi gösteriyor. Cam tavan isteyen için her zaman SUV’lar var — ama kaliteyi donanım kataloğunda değil, direksiyonun arkasında arayanlar için Skoda hâlâ en mantıklı tercih.
