Tesla Model Y Türkiye’de Neden Bu Kadar Talep Görüyor?
Stok Krizi, Botlar ve Pazarlama Stratejisi Üzerine Bir Değerlendirme
2025 yılı itibarıyla Türkiye otomobil pazarında gündem, şüphesiz ki Tesla Model Y. Özellikle Haziran ayının sonlarına doğru artan sipariş talepleri, saniyeler içinde tükenen stoklar ve sipariş ekranına düşmeden kaybolan araçlar, Tesla’nın Türkiye operasyonlarını yeniden tartışmaya açtı. Uzun zaman sonra tekrardan bir yazı yazmak beni heyecanlandırdı. Son yazımızın üstünden oldukça zaman geçmişti.
Fakat bu yaşananlar sadece teknik bir aksaklık mı? Yoksa ortada bilinçli bir strateji mi var? Botlarla dolu sipariş sistemi, yükseltilen ön sipariş bedelleri ve sınırlı stok politikası gerçekten bir sorun mu, yoksa akıllıca planlanmış bir pazarlama taktiği mi?
Bu yazıda Tesla Model Y’nin Türkiye’deki sipariş sürecine, kullanıcı deneyimlerine ve perde arkasındaki potansiyel stratejilere odaklanacağız.
Model Y’ye Olan Talebin Arkasındaki Gerçek: %10 ÖTV Fırsatı
Türkiye’deki araç fiyatlarını belirleyen en önemli faktörlerden biri hiç şüphesiz Özel Tüketim Vergisi (ÖTV). Tesla Model Y’nin ülkemizde bu kadar rağbet görmesinin temel nedenlerinden biri de bu araçların, 160 kW sınırını geçmediği sürece %10 ÖTV diliminde satılabiliyor olması.
Bu oran, Türkiye’de elektrikli otomobillerin fiyatını belirleyen kilit bir eşik. Model Y’nin matrahsız tutarının 1 milyon 408 bin 790 lira olması nedeniyle yüzde 40 ÖTV dilimine girmesi halinde fiyatının 2 milyon 367 bin liraya, yüzde 50 ÖTV dilimine girmesi halinde 2 milyon 536 bin liraya, yüzde 60 ÖTV dilimine girmesi halinde de fiyatının 2 milyon 705 bin lira seviyelerine yükselmesi bekleniyor.
Bu nedenle birçok kullanıcı, Tesla Model Y alarak yalnızca bugünkü fiyat avantajından değil, yarının ikinci el piyasasındaki potansiyel değer artışından da faydalanmak istiyor. Hal böyle olunca talebin bu kadar yüksek olmasının mantıklı bir açıklaması var.
Talebin Arka Planı: İkinci El Yatırım Aracı Olarak Tesla
Model Y almayı düşünen birçok kullanıcının kafasındaki ortak düşünce şu:
“Bugün Tesla alırsam, yarın ÖTV artarsa bu aracın ikinci eli patlama yapar.”
Yani Model Y, birçok kişi için sadece bir otomobil değil, aynı zamanda potansiyel bir yatırım aracı haline geldi. Bu beklenti, araçlara olan talebin çılgınca artmasına neden olurken, sipariş sisteminde yaşanan sorunlar ve sürekli yenilenen stoklar da bu atmosferi daha da körüklüyor.
Ancak durum gerçekten böyle mi sizce? Yani teslalar içten yanmalı modellere göre değerini koruyabilecek potansiyele sahip araçlar mı?
Tesla Model Y gibi elektrikli araçların ikinci el piyasasında, içten yanmalı modellere göre daha hızlı değer kaybedeceğini düşünüyorum. Bugün %10 ÖTV avantajıyla nispeten erişilebilir olan bu araçlar, olası bir vergi artışıyla birlikte sıfırda 2,5 milyon TL civarına çıkabilir. Ancak bu seviyedeki bir fiyat etiketine rağmen tüketiciler, henüz tam oturmamış şarj altyapısı ve uzun vadeli batarya maliyetleri nedeniyle bu kadar yüksek bedelleri ödemeye sıcak bakmayacaktır. Aynı durum ikinci el pazarı için de geçerli olacaktır. İçten yanmalı motorlu araçlar, yakıt maliyetleri artsa bile bakım kolaylığı, tanıdıklık ve uzun vadede değer koruma potansiyeli sayesinde daha istikrarlı bir fiyat grafiği çizerken, Tesla gibi elektrikli modellerin değerinin daha kısa sürede minimum seviyelere gerilemesi olası görünüyor.
Sipariş Sistemi: Gerçek Kullanıcı mı, Botlar mı?
Tesla Türkiye’nin açıkladığı verilere göre, yeni araçlar sisteme eklendiğinde milyonlarca bot talebiyle karşılaşılıyor. Araçlar, siparişe açıldıktan saniyeler içinde sistemden kayboluyor. Bu durum:
- Gerçek kullanıcıların sisteme erişememesine,
- Otomatik form dolduran eklentilerin yaygınlaşmasına,
- Telegram gruplarında “sipariş yakalama botları”nın satışa sunulmasına neden oluyor.
Tesla bu duruma karşı günlük saat 18:30’da stok güncellemesi yapmaya başladı. Ancak ne hikmetse, yine de birçok kullanıcı hiçbir aracı göremeden sipariş ekranından çıkmak zorunda kalıyor.
Bu Gerçekten Bir Sorun mu, Yoksa Pazarlama Stratejisi mi?
İşte asıl soru burada başlıyor.
Tesla gibi bir teknoloji devinin, milyonlarca dolar değerinde araç satışını bu kadar rastgele ve kullanıcı dostu olmayan bir sistemle yürütmesi, gerçekten mantıklı mı?
Bazı sektör uzmanlarına göre bu yaşananlar tesadüf değil. Aksine bu bir “kıtlık stratejisi”. Yani insanlar bir ürüne ulaşmakta zorlandıkça, o ürün daha değerli ve arzu edilir hale gelir.
Tesla’nın:
- Stokları sınırlı tutması,
- Sipariş ekranını yalnızca kısa bir zaman diliminde aktif hale getirmesi,
- Ön sipariş ücretini 175.000 TL’ye yükseltmesi…
Bunların hepsi birer planlı adım olabilir.
Çünkü psikolojik olarak insanlar, zor ulaşılan her şeye daha çok bağlanır. Özellikle yatırım fırsatı içeriyorsa…
Kullanıcı Deneyimi: Kızgınlık, Umutsuzluk ve Yine de Beklenti
Tesla Model Y almak isteyen birçok kullanıcı sosyal medyada sesini duyurmaya çalışıyor. Twitter/X ve Ekşi Sözlük’te sıkça karşılaşılan bazı ifadeler:
- “5 gündür sistemde hiçbir araç göremedim.”
- “VPN’siz giriş yapmak imkansız gibi.”
- “Artık sırf inattan almak istiyorum.”
Bu ifadeler, kullanıcıların bir yandan umutsuzluk yaşarken bir yandan da hala bir şans yakalamaya çalıştığını gösteriyor.
Bu da Tesla’nın stratejisinin bir parçası olabilir: kullanıcının sabrını test etmek ve bağlılığını pekiştirmek.
İkinci El Piyasası Bu Süreci Nasıl Etkiliyor?
Bugün sıfır Tesla Model Y’yi alamayanlar, yönünü ikinci el piyasasına çevirmiş durumda. Ve bu pazarda fiyatlar adeta uçmuş durumda.
2024 sonunda 1.800.000 TL civarında satılan 2. el Model Y’ler, bugün 2.500.000 TL bandına ulaşmış durumda. Çünkü herkes biliyor ki:
“Yeni araç yoksa, eldeki araç altın değerindedir.”
Tesla’nın bu süreçte ikinci el piyasasını dolaylı olarak yönlendirmesi, pazarlama stratejisinin başarısını gösteriyor olabilir.
Gerçekten Satın Almak İsteyen Ne Yapmalı?
Peki sistem böyleyken Tesla Model Y almak isteyen ne yapmalı?
- Günlük saat 18:30’da sistemde online olmalı,
- Otomatik doldurma eklentileri veya VPN gibi teknik çözümleri denemeli,
- Telegram gibi kaynaklardan gerçek zamanlı bildirim almalı,
- Alternatif olarak Tesla Shop veya farklı yetkili satıcılarla iletişime geçmeli.
Yani sadece şans değil, aynı zamanda teknoloji kullanımı ve sabır da bu yarışta önemli.
Bu Bir Satış Değil, Satın Alınma Yarışı
Tesla Türkiye’nin sipariş sistemi bir alışveriş değil, adeta “kim daha hızlı?” yarışına dönmüş durumda. Ve bu sistemde kaybeden her zaman kullanıcılar oluyor. Üstelik bu kullanıcılar, markaya olan güvenini kaybetmeye başlarken, aynı zamanda her gün daha da bağımlı hale geliyor.
Tesla’nın uyguladığı sınırlı stok, yüksek ön ödeme, bot erişimi gibi faktörlerin hepsi, bir arz-talep yönetimi stratejisinin parçası olabilir.
Ve maalesef bu strateji başarıya ulaşmış gibi görünüyor.
🚫 Bu içerik herhangi bir marka veya ürünün tanıtımı amacıyla hazırlanmadı. Yazı, tarafsız ve eleştirel bir perspektifle, kamuoyundaki bilgileri ve kullanıcı deneyimlerini derleyerek oluşturulmuştur.
Zapyus Media sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
