Çin’in Otomotiv İhracatında Türkiye ile Yeni Dönem: Gümrük Vergileri ve Servis Şartları
Çin, otomotiv sektöründe küresel bir güç olarak öne çıkmaya devam ediyor. Ocak-Ağustos döneminde dünya geneline 4,09 milyon adet araç ihraç eden Çin, geçen yılın aynı dönemine göre %27’lik bir artış gösterdi. Ancak bu büyümenin içinde Türkiye ile olan ticarette yeni zorluklar ortaya çıktı.
Elektrikli (EV) ve şarj edilebilir hibrit (PHEV) araçların ihracatındaki payı %34 oranına ulaşan Çin, yine de içten yanmalı motorlu araçlarla ihracatının %66’sını gerçekleştiriyor. Bu dönemde en çok araç ihraç edilen ülkeler arasında Türkiye 10. sırada yer alıyor, ancak bu rakamlar, Türkiye’nin otomotiv ithalat politikalarındaki değişikliklerin etkilerini yansıtıyor.
Türkiye, 2023 yılında Çin’den ithal edilen elektrikli otomobillere ek gümrük vergisi getirdi, daha sonra da tüm otomobillere benzer bir uygulama başlattı. Bu uygulamalarla yetinmeyen Türkiye, 20 servis şartı içeren yeni düzenlemeleri de devreye soktu. Bu yeni politikalar, özellikle Chery ve MG gibi popüler markaların benzinli otomobil ihracatını zorlaştırıyor.
Türkiye’nin Yeni Otomotiv Politikasının Etkileri:
- Gümrük Vergileri: Yeni ek gümrük vergileri, Çin’den ithal edilen otomobillerin maliyetini artırarak, tüketiciler için daha pahalı hale getirdi. Bu durum, Çinli otomobil markalarının Türkiye’deki rekabet gücünü azalttı.
- Servis Şartları: 20 servis şartı getiren düzenlemeler, ithal otomobillerin Türkiye’deki servis ağının daha güçlü olmasını gerektiriyor. Bu da Çinli üreticiler için lojistik ve operasyonel maliyetleri artırıyor.
Bu gelişmeler, Çin’in Türkiye’ye olan otomobil ihracatında bir yavaşlama yaşanacağını işaret ediyor. Çin, 8 ayda Türkiye’ye 95,650 adet araç ihraç etmiş olsa da, bu sayılar yeni ithalat politikalarının uygulanmasıyla önemli ölçüde değişebilir.
Çin’in otomotiv ihracatındaki pazar çeşitliliği ve büyüklüğü göz önüne alındığında, Türkiye’nin bu politikalarıyla sektördeki dengeleri değiştirme potansiyeli bulunmakta. Hem Çinli üreticiler hem de Türkiye’deki tüketiciler, bu yeni dönemde hem maliyetlerde hem de model çeşitliliğinde değişiklikler yaşayacaklar.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin otomotiv sektöründe yerli üretimi ve alternatif pazarları teşvik etme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Ancak, küresel otomotiv piyasasında rekabet gücünü sürdürmek isteyen Türkiye’nin, bu politikaların uzun vadeli etkilerini de dikkatlice izlemesi gerekecek.
