Škoda, Gran Turismo 7’ye Dahil Oluyor!

Škoda, efsanevi yarış simülasyon oyunu Gran Turismo’ya katılıyor. Markanın ilk katkısı Škoda Vision Gran Turismo’dur. Gelin ve fütüristik konsept otomobille tanışın.

Škoda Vision Gran Turismo: Fütüristik Tasarım ve Özellikler

25 Nisan’da Gran Turismo 7’de gelecek oyun güncellemesinin ardından oyuncular Škoda Vision Gran Turismo’da yarışabilecekler. Bu biraz fütüristik bir konsept otomobil, ancak hem Çek otomobil üreticisinin mevcut tasarım dili olan Modern Solid’e hem de öncelikle Škoda’nın zengin motor sporları tarihine gönderme yapıyor. Bu sanal yarış arabasını yaratan tasarımcıların ilhamlarını Škoda 1100 OHC veya 130 RS’den almaları tesadüf değil.

Sanal Oyunda Gerçekçilik ve Sofistike Tasarım Bir Arada

Vision Gran Turismo sanal bir otomobil olmasına rağmen tasarımcıların konsept otomobili yaratırken bir takım kısıtlamaları dikkate alması gerekti. Bu oyunun gereksinimlerinden kaynaklanmaktadır. “Gran Turismo’nun çekiciliği yalnızca birinci sınıf grafiklerinde yatmıyor; oyun aynı zamanda gerçekçi sürüş simülasyonuyla da gurur duyuyor ve biz de araba tasarımını buna uyarlamak zorunda kaldık. Araba ve oyundaki özellikleri, bazıları bizim tasarımımıza özel olan yüzden fazla teknik parametreyle tanımlanıyor” diye açıklıyor Škoda Vision Gran Turismo konseptini tasarlayan ekibe liderlik eden Martin Porteš.

Örneğin dört tekerlekten çekişli elektrikli bir otomobil olacağı başından beri belliydi. Tasarımcılar ona zeminde lityum iyon piller, her aksta iki adet olmak üzere dört elektrik motoru ve toplam 800 kW güç sağladı. Sanal araba 800 volt mimariyi ve aktif aerodinamiği kullanıyor. “Sadece harika görünmesini değil, aynı zamanda sınıfının en iyileriyle rekabet edebilmesini istedik. Bu çok affedici değil, dolayısıyla sürücünün tekniği açısından gerçek bir test olacak” diyor Porteš.

İç Tasarım ve Kullanıcı Deneyimi

gran turismo

Tasarımcılar bu sanal araba üzerinde çalışırken yeni bir yaklaşım benimsediler. “Vision Gran Turismo’yu seri üretim arabalardan farklı bir şekilde geliştirdik. Genellikle ilk önce iç alanı tanımlarız ve ardından ayrıntıları çözeriz, ancak burada kokpitten en çok görünen yerden başladık: direksiyon simidi. Direksiyon simidi gerekli tüm oyun öğelerine sahip ve tüm kokpitin tasarımı da buna dayanıyor” diye açıklıyor iç tasarımcı Julien Petitseigneur.

Minimalist ayrıntılar ve sofistike yüzeyler, Modern Solid’in tasarım diline ve Vision 7S gibi diğer konseptlere dayanmaktadır. Petitseigneur ayrıca kokpit çizgilerinin oyuncunun dikkatini yarış pistine odaklamasına yardımcı olmak için tasarlandığını da açıklıyor.

Dış Tasarım ve Görsel Kimlik

Dış cephenin zarif çizgileri Škoda 1100 OHC’den ilham aldı. Dış tasarımcı Franck Le Gall, “Bu, temelde kendi yarış kariyerine sahip olma şansından mahrum bırakılmış bir otomobil ve biz de ona saygımızı göstermek için bunu bu şekilde telafi etmek istiyoruz” diyor. Skoda’nın motor sporlarındaki zengin tarihini anmak için” diye ekliyor. Škoda Motorsport’un zengin geleneği, Gran Turismo yarış arabasının renk çeşitlerinden birinde de çağrıştırılıyor. Zarif yeşil, Vision 7s konseptine ve Škoda’nın yeni grafik kimliğine gönderme yaparken, kırmızı detaylara sahip geleneksel beyaz ve mavi görünüm, Škoda 130 RS gibi yarış ikonlarına gönderme yapıyor. Bunlar, 1977’deki Monte Carlo Rallisi‘nde ünlü çifte zaferlerini elde ederken arabaların giydiği renklerle aynıydı.

Bir Rüyanın Gerçekleşmesi: Tasarımın Arkasındaki Hikaye

Vision Gran Turismo üzerinde çalışan tasarımcılar için bu bir anlamda bir rüyanın gerçekleşmesiydi. Ekipteki hemen hemen herkes Gran Turismo oyun serisini iyi biliyor. Franck Le Gall ve Julien Petitseigneur, yıllar önce serinin ilk bölümünü oynadıklarını hatırlıyorlar. Petitseigneur şunu belirtiyor: “Bu oyun arabalara olan tutkumu ve araba tasarımcısı olma arzumu besledi.” Le Gall, “Zamanla, motor sporlarında Škoda gibi ünlü bir geçmişe sahip bir markanın bu efsanevi oyunun bir parçası olmamasının utanç verici ve oldukça şaşırtıcı olduğunu fark ettim” diye ekliyor.

Böylece Martin Porteš ve diğer birkaç meslektaşıyla birlikte bu konuda bir şeyler yapmaya karar verdiler. Proje, öğle yemeği molalarında geliştirdikleri bir fikirle bir tür oyun olarak başladı. Ancak ellerinde eskizler ve sanal modeller olunca bunları baş tasarımcı Oliver Stefani’ye gösterdiler. “Yaratıcılığa ve detaylara hayran kaldım. Ve hemen bunu daha da ileri götürmemiz gerektiğini, kesinlikle oyunun bir parçası olmamız gerektiğini fark ettim ” diyor Stefani. Onun coşkusu ve oyunun Polyphony Digital’deki yaratıcılarıyla yaptığı işbirliği sayesinde proje tamamlandı.

Yoluyla
Skoda Storyboard
Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün